KURT CİNSLERİNİN AVLANMA BİÇİMLERİ ve TÖRELERİ
Kurtlar, cins cinstir. Bu cinsler, karakter ve yaşayış biçimlerine göre birbirlerinden ayrılırlar. Bozkurt, kurt türleri arasında üstün nitelik ve özellikleri olan bir kurt cinsidir. Onu, Karakurt denilen bir başka kurt cinsi ile Canavar adıyla adlandırılan bir başka kurt cinsi izler.
CANAVAR: Canavar denilen kurt, bir sürüye daldığında sürünün tümünü telef eder ancak, içinden yalnızca birini kendisine yem yapar. Canavar diye adlandırılan kurtların belli bir töresi yoktur.
KARAKURT: Karakurt, bir sürüye daldığında sürünün yarısını telef eder, bu telefatın içinden de tek bir tanesini kendine yem yapar. Karakurtlar, kısmen törelidirler.
BOZKURT: Bozkurt, bir sürüye daldığında yalnızca bir hayvanı telef eder ve bunun da yarısını kendisine yem yapar; öteki yarısını ise varsa ailesine, yoksa avlanamayacak denli yaşlı bozkurtlara taşır. Bozkurtlar, töreli yaratıklardır.
GÖK BÖRÜ: Bir de Bozkurt ile aynı cüsse ve karakterde olan ve adına Gökbörü denilen bir kurt vardır. Gökbörü, Bozkurt'un tüyü gök renginde (açık mavi) olanıdır. Türk efsane ve destanlarına göre Gökbörü, 100 yılda 1 ya da 2 kez görünür. Oğuz Kagan Destanı'ndaki kurt, işte bu gökbörülerden biridir.
KURT'UN GENEL ÖZELLİKLERİ
Kurt, yalnızca kuzey yarımkürede yaşar. Postunun rengi, yaşadığı bölge ve yaşına göre değişiklikler gösterip kara-kahverengi-ak arasında değişirse de genel olaraz boz sarı renktedir. Seyrek olarak ak renkli ve kızıla çalan renkli kurtlara da rastlanır.
Kurt, yırtıcı ve etçildir. Kulakları sivri uçlu, bacakları uzundur. Yaklaşık 122 sm uzunluğu ve 45 sm'e yaklaşan kuyruğu ile iri ve güçlü bir hayvandır. Ağırlığı 25-55 kg arasında değişir. Göğüsünde krem; omuz, kuyruk ucu ve dilinde ise kara benekler bulunur.
Kurt, genellikle geceleri avlanır. Kışın sürüler halinde dolaşır. Issız yerlerde dolaşmayı sever. Tavşan, geyik vb yabani hayvanları yediği gibi koyun, keçi türündeki evcil hayvanlar da avları arasında yer alır. Dağlık yörelerde yaşayan evcil hayvanlar için en büyük tehlike kurttur.
Kurt yılda bir kez doğurur ve bir kerede 5-6 yavru yapar. Çiftleşme mevsimi dışında tek başına yaşar (Bozkurt hariç).
KURT OYUNU - TURAN TAKTİĞİ
Kurtların kışın aç kaldıklarında uyguladıkları bir avlanma taktikleri vardır.
Bu taktiğe göre kurt sürüsü iki kümeye ayrılır. Birinci küme fedai kümesidir; ikinci küme ise pusu kümesi. Fedai kümesi köppeklerin bulunduğu yerleşim yerine girer ve köppeklere saldırır. Biraz mücadele verdikten sonra fedai kümesi, yenilmiş gibi davranıp köppeklerden kaçmağa başlar; tabiki köppekler de kurtların ardından onları kovalamağa başlarlar. Ama köppekleri bir sürpriz beklemektedir. Çünkü asıl ve kalabalık topluluk olan pusu kümesi, onları yerleşim yerinin dışında beklemektedir. Pusu kümesi hilal biçiminde dizilmiş ve iyice gizlenmiştir. Fedai kurtlar, köppekleri kurnazca bu hilalin ortasına çekerler. Köppekler hilalin içine tümüyle girince, pusu kümesi, hilali uçlarından kapatır ve köppekler bir çember içine alınmış olur. Artık köppeklerin kurtuluş umudu yoktur; zafer kurtlarındır ve karınlarını doyurmak için avlarını parçalarlar.
Eski Türkler, kurtlarda gördükleri bu oyunu bir savaş manevrası durumuna getirmişler ve yaptıkları birçok savaşta kullanagelmişlerdir. Bu savaş manevrasına ''Kurt Oyunu'', ''Hilal Taktiği'', ''Turan Taktiği'' gibi adlar verilir.
Tarihi kayıtlar incelendiğinde, Roma imparatoru Sezar'ın, sahte geri çekilme ve pusuya dayalı Kurt Oyunu'nu Asya'lı göçebe savaşçılardan öğrenip uygulamağa çalıştığı anlaşılmaktadır. Fakat Roma ordusunun, Türk ordusu gibi süvariliğe dayanmayıp piyade ağırlıklı olmasından ve Roma ordusunda okçuluğa verilen önemin az olmasından ötürü, Roma ordusu Kurt Oyunu'nu uygulamakta yetersiz kalmıştır. Çünkü Kurt Oyunu hızlı bir manevra yeteneği ve yüksek okçuluk kabiliyeti gerektirir ki bu da o zamanlar ancak atlı birliklerle sağlanabilirdi.
Türkler, zamanımıza kadar birçok savaşta (mesela Mohaç Meydan Savaşı, Malazgirt Meydan Savaşı, Kurtuluş Savaşı'ndaki birçok çarpışma; Hun, Kök-Türk, Avar ordularının yaptıkları savaşlar...vb) bu taktiği maharetle uygulamışlardır. Zaten Türkler, yaptıkları savaşların hemen hemen tümünde düşmandan sayıca az bulunmuşlardır. İşte sayıca az Türk ordusunun kalabalık düşman ordularını alt etmesinin arkasında yatan sırlardan biri kurtlardan alıp uyguladıkları bu savaş taktiğidir.
BOZKURT'UN YAPISI
Bozkurt, adını tüyünün boz (gri) olmasından alır. Öteki kurt türleri arasında boz renkte olanlar bulunsa da Bozkurt, onlardan boy pos bakımından ayrılır. Bozkurt, burnunun ucundan kuyruğunun sonuna dek yaklaşık 1.65 m boyundadır. Omuz başları yerden 0.80 m yüksekliktedir. Başka kurt cinslerinde bu azamet yoktur. Bozkurt'un ömrü ortalama olarak 15 yıldır. 2 yaşına değin yavru olan Bozkurt, 8-10 yaşlarından sonra yaşlı bozkurt olur.
Bozkurt özgürlüğüne son derece düşkündür. Onu bir hayvanat bahçesinde, kafes arkasında ya da bir sirkte maskaralık yaparken göremezsiniz.
GÖK BÖRÜ (KÖK BÖRİ): Bir de Bozkurt ile aynı cüsse ve karakterde olan ve adına Gökbörü denilen bir kurt vardır. Gökbörü, Bozkurt'un tüyü gök renginde (açık mavi) olanıdır. Türk efsane ve destanlarına göre Gökbörü, 100 yılda bir ya da iki kez görünür. Oguz Kagan Destanı'ndaki kurt, işte bu gökbörülerden biridir.
BOZKURT'UN TÖRESİ
Bozkurt, fevkalade töreli bir varlıktır. Bir Bozkurt ailesi, bir başka Bozkurt'un kendilerine katılma isteğini, birtakım sınavlar uygulayarak kabul eder. Yuvadan ayrılmak isteyen bir bozkurt, aileden izin almak zorundadır. Her Bozkurt ailesinin ve ortak hareketlere katılan bozkurtların bir başkanı vardır ve buna EKE adı verilir.
TÖREDEN AYRILAN BOZKURTLAR: Bazan, seyrek de olsa, Bozkurtlar'ın içinden töreyi hiçe sayarak ayrılanlar olabilir. Bu ayrılanlar, Bozkurt'un yalnız yaşayamama özelliğine uygun olarak Karakurt, Canavar gibi alt kurt cinslerinin, hatta çakal, tilki, köpek gibi hayvanların sürülerine karışırlar. Genelde böyle bir durumda o Bozkurt, yeni katıldığı bu alt düzeyden sürü içinde yüksek bir mevkide bulunur.
Bozkurt topluluğu dağda, ormanda, bozkırda zaman zaman alt tabaka sürüleri ile karşılaşırlar. Karşılaştıkları alt tabaka sürüde eğer bir bozkurt varsa, onu hemen hissederler. Yavru Bozkurtlar, kendilerinden olan bu yaratığın neden yabancı bir sürü içinde olduğunu anlayamazlar; hatta onu, hala kendi topluluklarının bir ferdi olarak algılarlar ve o bozkurdu kendi topluluklarına çağıran kimi sesler çıkarırlar. Bu sesler, bozkurtluk niteliğini yitirmiş olan yaratığa kıvanç verir. Öylesine gururlanır ki, içinde bulunduğu sürünün üyelerine, ne denli önemli bir yaratık olduğunu hareketleriyle anlatmak ister gibidir. Bazen geri dönmek ve Bozkurt sürüsüne yeniden katılmak ister. Ama yavru bozkurtları kandırabilse de, yetişkin ve yaşlı bozkurtları kandıramaz ve genelde sınavları geçemediği için de yuvaya geri dönemez.
YALNIZ BOZKURTLAR: Bozkurt topluluğundan ayrılıp da başka bir sürüye katılmayan, dağa çıkan Bozkurtlar ise sınavları başarıyla verirlerse, yeniden yuvaya kabul edilirler.
TÜRKÇE'DE ''KURT'' SÖZCÜĞÜ
Türkler kurda çok eskilerden beri ''böri'' ya da ''börü'' derlerdi. Bu sözcük Anadolu'da da söylenmekte ve yaşamaktadır. Ayrıca Anadolu'da, tek başına gezen azılı kurtlara ''yalınsak'' adı verilir. Fakat Oguz Türkleri'ne yani Türkmenlere geldiğimizde ise, onların ''börü'' sözcüğü yerine daha çok ''kurt'' sözcüğünü kullandığını görüyoruz.
OGUZ TÜRKLERİ'NİN ''BÖRÜ'' YERİNE ''KURT'' KELİMESİNİ KULLANMASI
Oguzlar, bugünkü Anadolu, Kerkük, Suriye, Irak, İran Türkleri'nin, Azeri Türkleri'nin, Orta Asya'nın çeşitli bölgelerinde yaşayan bugünkü Türkmenler'in, Karakalpak Türkleri'nin doğrudan atalarıdır. Yukarıda da belirtildiği üzere, Oguz Türkleri genelde ''börü'' yerine ''kurt'' sözünü kullanırlar. Türkologlarca bunun nedeni şudur:
BÖRÜ YERİNE KURT SÖZCÜĞÜNÜN KULANILMASININ NEDENİ
Türkler'de büyüklere adı ile değil de bir akrabalık kelimesi ile seslenilmesi gelenektir. Mesela bir kişi Oktay adını taşıyan amcasına ''Oktay'' diye hitap etmez, ona amca diye seslenir. Yine, bir çocuk babasına ''baba'' demez de adı ile seslenirse tokatı yiyiverir. İşte kurt da Eski Türk kültüründe ata olarak kabul edildiğinden, kurt için, esas adı olan ''börü'' değil, ''kurt'' kelimesi kullanılmıştır.
''KURT'' SÖZCÜĞÜNÜN ESAS ANLAMI
Yukarıda, ''börü'' yerine ''kurt'' kelimesinin kullanılmasının nedeni anlatıldı. Peki öyleyse, ''kurt'' kelimesinin esas anlamı nedir ?
Kurt sözcüğünün Türkçe'deki esas anlamı ''vahşi''dir. Örnek vermek gerekirse, eski bir Türk şiirinde şunlar söylenmektedir:
Kurt kuş hepsi dirildi
Erkek dişi derildi
Bölük olup dağıldı
İnlerine giremeyecekler.
Dikkat edilirse bu eski Türk şiirinde ''kurt'' kelimesi, esas anlamı olan ''vahşi'' kavramını ifade etmekte ve ''Kurt kuş'' sözcükleri ile ''vahşi ve yırtıcı kuşlar'' anlatılmak istenmektedir.